Turkish | English | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | pratik olarak | practically adv. | ||
A bit of both would not only lack credibility, but is also practically impossible. Her ikisinden de biraz olması sadece inandırıcılıktan yoksun olmakla kalmaz, aynı zamanda pratik olarak da imkansızdır. More Sentences |
||||
General | pratik olarak | applicatively adv. | ||
General | pratik olarak | as a rule of thumb adv. | ||
General | pratik olarak | practicably adv. |
Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | genel olarak kabul görmüş pratik kural | thumb rule n. |
General | pratik olarak uygulanabilir | applicate adj. |
Law | ||
Law | (dava) özel olarak, pratik amaçlı tartışmak | bolt v. |
Anatomy | ||
Anatomy | anatomik bilgilerin tanı ve tedaviye pratik olarak uygulanması | applied anatomy n. |
Anatomy | anatomik bilgilerin tanı ve tedaviye pratik olarak uygulanması | clinical anatomy n. |
Logic | ||
Logic | eylemin sebebi olarak değerlendirilen pratik durum veya koşulun yorumlanması | hypothesis n. |
Geology | ||
Geology | pratik olarak ötektik oranlarda mineral içeren | anchieutectic adj. |